Ana içeriğe atla

Bu, Ay'ın seni yemesine bir örnektir. / Maurice Nicoll

Bir seferinde Bay Ouspensky ile oturuyorduk. Sessizdik. Bir gülümsemeyle bana baktı ve niçin bu kadar üzgün olduğumu sordu. Üzgün olduğumu bilmiyordum, dedim. O dedi ki: “Bu bir alışkanlıktır. Uzakta üzücü şarkılar söyleyen bazı ‘ben'leri dinliyorsun, belki sözleri olmayan bir şarkı, belki de sözleri unuttun. Onu gözlemlemeye çalış. Senden kuvvet alıyor ve bu, tam anlamıyla faydasızdır.” Ve ekledi: “Bu, Ay'ın seni yemesine (tüketmesine) bir örnektir."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nefes / Maurice Nicoll

Akciğerler kendi başına bir şok veremez. Bunu yalnızca Hava'yı içeri alarak yapabilirler. Hava da kendisini alan bir şey olmadıkça bir şok veremez. Hava, Akciğerlere gelir ve daha sonra en kıymetli parçası (oksijen) se­çilir ve Kan Dolaşımına karışır. Geri kalanlar (azot ve karbondioksit) reddedilir. Bütün yaratılmış şeyler şoklar ile çalışırlar. Bu şoklar olmasaydı ölmeye başlarlardı. Bedenin yaşamasını mümkün kılan bir mekanik şok -hava şoku- alırız.  Neden nefes alıp veririz? Nefes alıp vermeden yaşayabilir miyiz? Nefes alıp vermek, içimizdeki mekanik bir şey midir, bizim adımıza düzenlenen bir şey midir, hazır sunulan bir şey midir? Ama İnsan'da kullanıma hazır olarak verilmeyen birçok şey bulunur. İnsan kendi kendini geliştiren bir organizma olarak yaratılır ve bunun ne anlama geldiği üzerine düşünürseniz, insana her şeyin kullanıma hazır sunulmadığını fark edersiniz. Belirli bir noktaya kadar her şey kullanıma hazır sunulur ama bu noktanın ötesinde her şeyin kullan