Ana içeriğe atla

Şef Garson / Maurice Nicoll

Hayatta dışsal kale alma pratiği yapan bir insanı alalım, örneğin bir şef garson. Belki çok akıllıdır. İnsanların nasıl olduğuna dikkat eder, özellikleri nelerdir, ondan ne beklerler, nelere sinirlenirler, hangi yemekleri tercih ederler vs. Tüm bunları tatmin etmeye çalışır; aynen Aziz Pavlus gibi o da “herkese her şey” dir fakat aynı güdülerden dolayı değil. İnsanların isteklerine göre kendini adapte edecek kadar akıllıdır. Başkalarının hatırı için kendini söndürür. Dikkatli, nazik ve anlayışlıdır, dikkatleri üzerine çekmemeye çalışır vs. Fakat tüm bunları bir oyun oynadığı için yapar. Ve tamamen doğrudur. Akıllıdır. Fakat Çalışma’da durum farklıdır. Hayat bakış açısından dışsal kale alma, Çalışma bakış açısından dışsal kale almaya benzemez.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nefes / Maurice Nicoll

Akciğerler kendi başına bir şok veremez. Bunu yalnızca Hava'yı içeri alarak yapabilirler. Hava da kendisini alan bir şey olmadıkça bir şok veremez. Hava, Akciğerlere gelir ve daha sonra en kıymetli parçası (oksijen) se­çilir ve Kan Dolaşımına karışır. Geri kalanlar (azot ve karbondioksit) reddedilir. Bütün yaratılmış şeyler şoklar ile çalışırlar. Bu şoklar olmasaydı ölmeye başlarlardı. Bedenin yaşamasını mümkün kılan bir mekanik şok -hava şoku- alırız.  Neden nefes alıp veririz? Nefes alıp vermeden yaşayabilir miyiz? Nefes alıp vermek, içimizdeki mekanik bir şey midir, bizim adımıza düzenlenen bir şey midir, hazır sunulan bir şey midir? Ama İnsan'da kullanıma hazır olarak verilmeyen birçok şey bulunur. İnsan kendi kendini geliştiren bir organizma olarak yaratılır ve bunun ne anlama geldiği üzerine düşünürseniz, insana her şeyin kullanıma hazır sunulmadığını fark edersiniz. Belirli bir noktaya kadar her şey kullanıma hazır sunulur ama bu noktanın ötesinde her şeyin kullan